Bu Blogda Ara

19 Şubat 2011 Cumartesi


PANAPTİKON

M. Foucault XIX. yüzyılın Avrupa'sında uygulanan disiplinci anlayışın Jeremy Bentham'ın "panaptikon"uyla örtüştüğünü belirtir. "Panaptikon" halka biçimli bir binadır, ortasında bir avlu ve avlunun ortasında bir kule vardır. Halka hem içeriye hem dışarıya bakan hücrelere bölünmştür. Bu küçük hücrelerin her birinde, kurumun hedefine uygun olarak, yazı yazmayı öğrenen bir çocuk, çalışan bir işçi, ıslah edilen bir mahkum, deliliği yaşayan bir deli vardır. Her hücre hem içeriye hem de dışarıya baktığından gözetmenin bakışı tüm hücreyi katedebilir; hiçbir karanlık nokta yoktur ve sonuç olarak bireyin yaptığı herşey bir gözetmenin bakışına açıktır; bu gözetmen kendisinin herşeyi görebileceği, buna karşılık kimsenin kendisini göremeyeceği şekilde panjurlar, yarı açık bölme pencereleri arasından gözlem de bulunur. Bentham'a göre, bu küçük ve harikulade kurnazlıktaki mimariyi bir kurum kullanabilir. "Panaptikon" aslında, bir toplum ve bir iktidar türünün ütopasıdır. Foucault Bentham'ın panaptikon ütopyasının günümüz toplumunda çeşitli şeküllerde gerçekleştiğini ve iktidar mekanizmalarının hayatın bir çok alanına yayıldığını belirtir.

  • Foucault, Michel. Büyük Kapatılma, çev. Işık Ergüden, Ferda Keskin, Ayrıntı yay. İstanbul, 2005

16 Şubat 2011 Çarşamba

FANTAZMA



-Benim fantazmam diğerinde varlık kazanıyorsa ve görünüşte onun fantazması bu durumu olanaksız kılıyorsa vazgeçmeli miyim? Mamafih eğer hayır ise görünüşün tersine hareket ederek içte gizli olan şeyi, nihai çözüm yolu olarak görmeli miyim?
-Bu soruyla içte gizli olanın varlığını kabul ederken ona "gerçeklik"i dolaylı yoldan vaadettiğinin farkında mısın?